11 Mart 2014 Salı

Bob Woodruff Park


Geldiğimizden beri yakın çevremizdeki parkları keşfetmeye çalışıyoruz.Bugün nereye gidelim dedik ve Bob Woodruff Park'ı seçtik. Uzaklık olarak fena görünmüyor 6-7 mil civarı.

Parka giderken arabayı ben kullandım, trafiğe ve arabaya alışmaya çalışıyorum. Araba konusunda çok tutucuyum, sürekli Ankara'daki arabamın kulaklarını çınlatıyorum. Trafik düzenli ama biraz hızlı akıyor diyebilirim. Türkiye'de sol şerit hızlı gitmek isteyenlerin şerididir, burada sola ve sağa dönüşler için son anda ilgili şeride geçemiyorsunuz. Başka bir şeritten de öyle dönmek istediğiniz yöne gitme şansınız yok. İlk günler sanki sağ ve sol şeritteki arabalar önüme kıracak gibi geliyordu; düşünsenize önünüzdeki araç dönmek için yavaşlamış, kaç araç şerit değiştirmeden dönmesini bekler? Burada bekliyorlar. Trafik konusunu ayrı bir postta detaylı anlatmak istiyorum.

Neyse lafı trafikle ilgili uzattım, parka geliyorum. Parka gelmeden önce yol kenarındaki kısmen yeşil ağaç topluluğu dikkat çekiyor. Yaklaşınca kalabalık olduğunu görüyoruz. Parkın ortasında bir göl var, kıyısında ördekler ve martıya çok benzettiğim beyaz bir kuş topluluğu. 

The Lake

Çocuklar için bir oyun alanı, üstü kapalı bir piknik alanı ve uçurtma uçuranların olduğu geniş çim bir alan var. gölün etrafında bir tur yürüdüm, yaşlı bir çift vardı. Kadın, tekerlekli sandalyede oturan adama True Believing adlı bir kitabı okuyordu. Çimlerde biraz dinlendik, birşeyler atıştırdık. Bir dahaki sefer uçurtma alıp gelmek güzel bir fikir gibi göründü.

The Lake


The Lake

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder